Παροιμίες (Τούρκικες)
Αφηγητής: Ayşe / Κομοτηνή
Atasözleri (Τουρκικά)
|
Παροιμίες (Ελληνικά) | Stari dumi (Πομακικά) |
1. Ağlamayan kızana meme verilmez. 2. Aleme kuyu kazan kendi düşer içine. 3. Anasına bak kızını al, hastarına bak bezini al. 4. Armudun güğnüsünü kaplumbağalar yermiş. 5. Çok söz yalansız, çok para haramsız olmaz. 6. Çok gülmenin sonu ağlamaktır. 7. Dereyi görmeden paçaları sıvama. 8. Devletli yanını kaşısa, fukara para verecek sanar. 9. Eşeğe kızıp semerden öfke alınmaz. 10. Ev alma, komşu al. 11. Fukara samanlıkta yatar, padişah rüyası görür. 12. Kasabalıyı et, köylüyü inat batırır. 13. Kurdun yavrusu gene kurt olur. 14. Olmayacak duaya amin denmez. 15. Sonradan görme, dininden dönme. 16. Meyve veren ağaç taşlanır. 17. Yerin kulağı vardır. 18. El öpmekten dudak aşınmaz. 19. Garip kuşun yuvasını Allah yapar. 20. Hocanın dediğini yap, yaptığını yapma. |
1. Στο παιδί που δεν κλαίει δεν δίνουν στήθος |
1. ´D’ æteno a´ga ne ´plat∫e, ´tɯtka mu ne ´davat. 2. ´Deto ko´pe ´ropka ´drugemune, toj si ´pada ´vɯtre. 3. V´idi ´majka hi, z´emi ´momana. V´idi has´taren, z´emi ´platnono. 4. ´Kru∫eno hi le´zeten hi go ´sadali ´ʒelvine. 5. ´Mlogo ´dumi prez lɯ´ʒa ´næma i ´mlogo pa´ri da sa ne ha´ramski ´næma. 6. ´Deto se ´mlogo ´smee, ´setne go ud´riva na ´plat∫ene. 7. Doku´ga ne ´vidi∫ ´r’akana, ne´moj vɯz´bira rɯ ´kavete. 8. Kutrit’ jæ defski t∫ul’ak, a´ga se zasɯr´bi fuka´rana, pa´ri ∫ɯ mu da´de. 9. A´ga ti se razsɯr´di na ma´gareno, ne´moj otp´lahnava na sa´maren. 10. A´ga ´zima∫ ´kɯ∫ta, nap´re∫ ´zemi kom´∫ujɯna. 11. Fuka´rɯna i faf ´plævn’a ∫ɯ ´legne, padi´∫ahɯn ´moʒe ´jalnɯs fof sa´nɯn da go ´vidi. 12. ´Dena jæ ot kasa´bɯ, batɯr´disava go me´sono, ´deno ja ot ´selo, batɯr´disava go i´naten. 13. ´Mɯt∫kana li´sit∫ka pak je li´sica. 14. ´Dena ´rabata ´nema da ´stane, ne´moj ´vika a´man, ne ´stanava. 15. Ot´setn’a ag´a go ´vidi∫, ne ´moʒe∫ da mu o´bɯrne∫ ´dinen. 16. ´Deno je´mi∫ ´rada, po´fɯrnet mu ´kamene. 17. I ze´mæna ´ima ´u∫i da te ´t∫ue. 18. Deno ´l’ubi ´rɯka, ´nema mu ´stanat ´n’akna ´bɯrnine. 19. ´Deno te ´pilence ga´rip, A´llah mu ´pravi ´kɯ∫tana. 20. Ka´nano ti ´vika ´hodʒata, ti go ´pravi, ka´nano ´pravi, ti go ne´moj ´pravi. |